19 Şubat 2008 Salı

Mars Volta'nın yeni albümü; The Bedlam in Goliath. Her sene tam en ihtiyaç duyulan zamanda:) Bu adamlardan başka takip ettiğim, yeni işlerini beklediğim kimse yok ki.. Dinliyorum daha. Şimdilik; hayal kırıklığı değil. (Yarattıkları beklentiyle düşününce, gayet olumlu bi ifade bu).

Delft'te Blues festivali. Çoğu yerel küçük gruplar, küçük barlarda. C.tesi çoğunlukla, bi yığın barda bi yığın gruba, kısa kısa. Ama perşembe gecesi, açılış konseri T-99 diye bi grup, muhteşemdi. Geniş bir tarz dağarcığı, son derece yetkin bir gitarist ve davulcu, ve her ikisini de gayet iyi taşıyan bir basçı. En iyisi bu işten müthiş zevk alan, herkesten çok kendileri eğlenen bir grup. "Bunu Tom Waits söyleseymiş keşke" dediğim harika bir şarkıları vardı, Jose başka birini Cohen sandı, değildi, ama Jose de haksız deildi, bir tanesi baya baya erken dönem Nick Cave. Blues'larda 'roots' ya da r&b değil daha rock'tılar, ki bu çok iyi bi şii. Bir iki tanesinde iyi cinsinden psychedelic tatlar vardı, hatta birinde gayet ağır, ama o şarkılarda da seyirci çuvalladı, müzik ağırlaştığında o kadar kolay ilgileri dağılıyor ve çan çan muhabbete başlıyorlar ki dinlemek zorlaşıyor. Pek uzatmadılar o kısmı, ama öyle bir yönelimi gaza getirecek bir dinleyiciyle çok muhteşem olabileceklerini hissettirdiler. Sondaki boogie ve bisten sonrası tam bir seyirci nasıl coşturulur dersiydi; "amen to the spirit of rock'n'roll"!. davulcu baştan sona şovmendi zaten, sadece davul solosu sırasında ayağa kalkıp bir yandan çalmaya devam ederken davulun etrafında tam bir tur attığı zaman değil:) Ama garibi, gece eve gittiimde açıp myspace sayfalarına baktım, sahnede gümbür gümbür çaldıkları tüm o nefis şarkılar albümde öle uyuz, bildiin, vasat şarkılar.. Bu piyasa, müziği de öldürüyor müzisyeni de, ben onu anladım valla..

Sonra cuma günü, festivalin ikinci günü, danışmanımdan bi mail, bilge, hala senden yeni bişii bekliyorum.. Off. 3 ay durdun, aramadın sormadın, sonra blues festivalinin ortasında mı aklına geldim hocam yaa. Neyse iyi kötü, ne yardan ne serden vazgeçtim haftasonu. Gerçi ser kısmından daha emin değilim, yani yaptıklarımdan bişiler paketleyip verdim ama, ben olsam yutmazdım.

PLAYLIST
Mars Volta, tabe ki. İkinci albümlerinde yakaladım ben onları, 2, 3 ve son albümden birer şarkı o halde. Day of the Baphomets yaptıkları en iyi şey bence. 9 dakika bi şarkıyı ilginç tutmayı başarıp o noktada en güzel kısmının geldiği, falan. Askepios yeni albümden en sevdiim şarkı deil, en sevdiğim olan kısım kısım önceki albümlere benziyor. Bu yeni bişii, bu albümün havasını daha iyi veriyor. Karanlık bişi. Hepsi sertçe şeyler bu arada herkese uygun olmayabilir.

1 yorum:

Deniz Ural dedi ki...

Dinlemediysen, Mars Volta elemanlarından Cedric ve Omar'ın -kibence as'lardır kendileri- önceki gurubu "At the Drive In"i dinlemeni de tavsiye ederim.

Ve hatta istersen tam buraya tıklayarak okuyabilirsin. Bir koment bırakmaktan zarar gelmez her zamanki gibi. :)