28 Şubat 2008 Perşembe

Çeşitlilik de güzelmiş be. Elbette Efes'in yeri başka, hele de kahverengi tombul şişenin. Ama burası da bira cenneti Belçika'ya iki adım, ve konuştuğumuz tamamen bambaşka bir seviye. Bazı akşamlar, özellikle evde yemek pişireceğim zaman, market alışverişine bi iki de bira ekleniyor (yerken değil de özellikle pişirirken severim ben). Marketteki çeşitlerin büyük çoğunluğunu elden geçirdikten ve mutfaktaki şişeler epeyce biriktikten sonra artık belgeleyip atayım dedim. Şu 6 ayda yukarıdakileri denemişim. Bazıları Belçika diil, ama favoriler hep Belçikadan. Bi tane favori yok, farklı zamanlar için farklı tatlar. Öyle Leffenin triple'ı, Duvelin gold'u, Grimbergenin brown'ı güzel diyecek kadar hakim diilim zaten. (Bilgi için buyrun okuyun). Benim gibi bira sever bir insan için tatlı bir sınıf atlama oldu.

4 yorum:

Çentik dedi ki...

Bilgecim ne yapiyorsun? Sarkilarini dinleyip duruyorum. En cok anthony koydu. cok uzuntulu bir şarkıymış. Bir sürü hikaye havalandı aklımdan...

Özledim. denizle Hollanda'ya arabayla mı gitsek diye konusuyoruz simdi. Ne dersin? Bol bol gezeriz. Uzuntulu sarkilar koyariz, bira acariz, şaraplardan kan kana iceriz.

Dedigim gibi özledim.

Sevinç dedi ki...

Bu yazının aynısının başka versiyonunu yazacaktım ben de yaa:) Aynı minvalde hem de:) Ama tahmin et ne için..... PEEEYYNİİİRRR:))))
İkimize de iyi geldi gelmek bu anlamda:)) Baya çeşit denemişsin valla, fotoğraflar da çok iyi olmuş...

Umut DURAK dedi ki...

Gel Bilge, gel, gel, gel :) Cumaya bir şey ayarlama bira içelim, hem de Efes :) Olm, çok sevindim len. Koş gel. Bi çabuk.

elegimsagma dedi ki...

"yerken değil de özellikle pişirirken severim ben", bilge dı oricinıl:)