Şu demek:
Go'da, özellikle açılışta, oyunun orta aşamasına kadar yapılan hamlelerin toplamı iki farklı amacın dengesini taşımalı; alan elde etmek [territory] ve etki yaratmak [influence]. Oyun sonunda elde edilen alan + öldürülen taşlar sayılır, birincisi asıldır, pekala bir oyun kimse hiç bir taş öldürmeden bitebilir. Territory'ye yönelik hamleler çabucak elde edilen, cepteki puandır. Influence'a yönelik hamleler oyun ortası çekişmelerine yönelik [mid-game fight] yapılan hazırlık hamleleridir. Go tahtası çok büyüktür (19X19). Taraflardan biri her yerde birden territory elde etmeyi aklından bile geçiremez, nihayetinde iki taraf eş bir sırayla oynar. Dengeden kasıt kazanılan territory'ye karşı verilen influence'ın, ya da tam tersinin, iki taraftan birine bariz bir üstünlük sağlamıyor olmasındadır. Bin yıllık birikmiş Go aklı şöyle söyler; üçüncü çizgide oluşturulan duvarın sağladığı territory'ye paralel dördüncü çizgideki duvarın influence'ı dengededir.

Hoşi "yıldız" demektir. Tahtada işaretlenmiş, her köşedeki orijine göre 4-4, 10-4 ve 10-10 koordinatları 9 tane hoşi yapar. Açılış teorisi öncelik sırasını köşe, kenar, orta şeklinde kurduğundan (hız, yani verim açısından; köşede örneğin 5 puanlık territory sağlayan öldürülemeyecek bir grup kurmak 6 hamle sürebilir, kenarda 8 hamle gerekir, ortada 11 hamle), burada ve pek çok yerde hoşi dendiğinde ilk anlaşılan 4-4 noktasıdır (yukarıdaki köşede Q4). Modern Go ile birlikte (anladığım kadarıyla 30'lar civarında oyun bir çeşit devrim geçirmiş ve kavrayış ve kuram derinliği bir çeşit sıçrama yaşamış. Sonrasına "modern go" diyorlar. Ne kadar manidar di mi) 4-4 noktası son derece popüler bir açılış haline gelmiş. 4-4 açılışının erdemi şuradadır; bu son derece esnek bir hamledir. Öncelikle yüksek bir hamledir (tahtanın kenarına yakın: alçak, uzak: yüksek). Ama çok da yüksek değil, rakibin yaklaşma hamlesine göre (kakari: köşeye yapılan ilk hamleye cevaben yapılan yaklaşma hamlesi) alçalıp sağlam territory yapan bir gruba dönüşebilir. Ama alçak, doğrudan territory'ye yönelik bir hamle de değildir, öyle gerekiyorsa köşeden tamamen vazgeçip güçlü bir influence'a dönüşebilir. Ve aynı durumdaki iki 3-4 hamlesinden birinde olacağı gibi bu bir çeşit geri çekilme de sayılmaz, yani, madem köşeyi kapatmayıp dışarıya oynayacaktın, niye alçak oynadın di mi.. O yüzden, tüm data base'lerde iki siyah iki beyazın dört 4-4 noktasını alması en yüksek oranlı ilk dört hamle haline gelmiştir. Hoşi taşı iyi, güçlü bir taştır ve iyi kullanmak gerekir.

Şimdi, asıl mesele şu: bu köşeye ilk oynayan siyahtı, burasının onun çöplüğü olması gerekir. Ama tek yaptığı 3-5 puan için sürünmek...
Hollanda'dan bahsetmiyorum. TU Delft'ten bahsetmiyorum. Akademiden bahsediyorum. Hayattan bahsediyorum...
Olan şu; dün danışmanımla buluştum. Bir ay sonra nihayet çalışmam üzerine azıcık konuşabildik. Bana bildiğimiz, çok teknik kritiği verdi; table of contents şöyle olsun, şurasına bunu ekle, şunları azalt, bunları arttır. Ben bunun karşılığında kendimi çok mutlu hissettim. Çünkü bana "ben bunlardan anlamam, bunu çalışma da şunu çalış" demesinden korkuyordum, çünkü bu oluyor, eğer direnmezse Alper'e olacak. Ama kadın konuyu anlamış, benimsemiş, bundan doktora tezi olur diye kabullenmiş, üzerine bana zaten iyi bildiğim, herkesin bildiği, ama benim bildiğim halde bir sebeple yapmamayı tercih ettiğim şeyleri yapmamı öneriyor. Beyaz olarak ne yapması gerekiyorsa onu yapıyor. Ve ben mutlu oluyorum. Çünkü beni oyunda tutuyor. Ben de mutlulukla sürünüyorum üç beş puan için. Dediklerini de yapıcam zaten. Bu köşede yaşayan bir grup tutayım yeter. Becerimi öbür köşede gösteririm artık.
Neyse. Naapayım...
2 yorum:
Bişey yapma Bilge, enfes metafor yapmışsın, daha napican?
E şahane. Süper haber. Ver elini yayınlar o halde...
Yorum Gönder